2025 LGS (Liselere Geçiş Sistemi) sınavında, soruların sınav devam ederken paylaşılmasının ardından başlayan tartışmalar; sınav sonuçları açıklandıktan sonra daha da büyüdü. Gelen tepkiler üzerine 29 kişi hakkında soruşturma başlatıldı ve MEB Bilgi İşlem Müdürü görevinden alındı.
Skandal henüz sınav devam ederken başladı. Sınav bitmeden çeşitli WhatsApp gruplarından sınav soruları paylaşıldı. Üstelik bu paylaşımlar, kitapçığın fotoğrafını çekme biçiminde değil, doğrudan kitapçığın PDF hali olarak yapılmıştı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bu PDF paylaşımları konusunu gerekçelendirmeye çalışırken, daha büyük bir gaf yaptı: “Soruları bizim imam hatipte, bizim okullarımızda görevli öğretmenlerimiz hazırlıyor” dedi. Yaptığı gafı aynı cümlenin içinde düzeltmeye çalıştı; ancak kimseyi ikna edemedi. Ülkemizde devletin yaptığı sınavlar konusunda büyük bir güven erozyonu varken; onyıllardır sınav sorularının çalındığına dair şaibeler her geçen gün büyüyüp çığlaşırken; geçmişte FETÖ’nün dershanelerinde, bugün imam hatip okullarında abartılı “başarılar” ortaya çıkıyorken, bakanın “gerizekalıya anlatır gibi” anlattığı şeyin ne olduğu, halen belirsizliğini koruyor.
“Birinci” enflasyonu
Bakanın bütün geçiştirme çabalarına rağmen, LGS sınavının sonuçları “hayatın doğal akışına aykırı” biçimde orta yerde duruyor. 2025 LGS sınavında 719 birinci vardı. Birinci sayısı 2024 senesinde 352 idi. 2018 senesinde ise yalnızca 18 birinci vardı. Hiçbir sınavda bu kadar çok birinci olamaz; ama burada, birinci sayısı her geçen yıl katlanarak artıyor.
Bu seneki LGS sınavının 719 birincisinden 36’sı aynı okuldandı: Bursa Mahmut Celal Ökten İmam Hatip Ortaokulu. Diğer imam hatip ortaokullarından da 27 birinci vardı. Birinci olan 719 öğrencinin 63’ü imam hatiplerden çıktı.
Gelen tepkiler üzerine 29 kişi hakkında soruşturma başlatılmış ve MEB Bilgi İşlem Müdürü görevinden alınmıştı. Görevden alınan Bilgi İşlem Müdürü’nün çocuğunun da 2022 senesinde LGS birincisi olduğu öğrenildi.
2025 itibariyle fen, anadolu ve sosyal bilimler liselerinin kontenjanları 4.080 azaltıldı. İmam hatip ve meslek liselerinin kontenjanları ise 1.919 arttırıldı. Bir taraftan nitelikli okulların sayısı ve kontenjanları azaltılıyor; diğer taraftan LGS birincileri bu son derece sınırlı okulları parsellerken, görece daha iyi bir eğitim almak isteyen çocuklar için tek seçenek olarak özel okullar kalıyor.
Direnen liselere akın
19 Mart’ta üniversite öğrencilerinin barikatları yıkmasıyla başlayan süreç boyunca liseli öğrenciler de ayağa kalmış, direnişe başlamışlardı.
Liseli öğrencilerin direnişini büyüten olay ise “Proje Okul” olarak adlandırılan okullarda çalışan yaklaşık 20 bin eğitim emekçisinin görevden alınmasıydı. “Öğretmenime Dokunma” diyerek başlayan eylemler okullardan sokaklara, meydanlara yayılmıştı.
Direnişte başı çeken okullar ise “Proje Okul” kapsamındaki İstanbul Erkek, Kabataş, Kadıköy Anadolu, Vefa gibi Türkiye’nin en başarılı liselerinden bazılarıydı. Bu okullarda çalışan, muhalif sendikalara üye eğitim emekçileri görevden alınmış ve tayinleri başlatılmıştı. Bu sürgün sürecinin önünü açan ise yandaş sendika Eğitim Bir-Sen’di. Muhalif öğretmenler görevden alınarak yerlerine AKP-MHP zihniyetine uygun öğretmenler atanacaktı.
2025 LGS sonuçları bu okullardaki direnişten bağımsız değildir. İktidara getirildiği günden beri yaratmak istediği “Dindar Nesil” için çabalayan AKP’nin önünde engel teşkil ediyordu bu okulların öğrenci profili. Devletin dinci-gerici eğitim sistemine tepki gösteriyor; okuldaki liyakatsız kararlara karşı çıkıyor, kimi zaman okulun yandaş müdürünün konuşmasına arkalarını dönerek tavır alıyorlardı.
Bu seneki LGS sınavında bu kadar fazla birinci çıkmasının sebeplerinden biri de direnen köklü liselere, AKP zihniyetine uygun öğrencileri doldurmak, bu okullardaki direniş dinamiklerini zayıflatmaktır. Böylece en nitelikli okullarda, öğretmenleri sürgüne göndererek, öğrenci profilini değiştirerek, AKP için tehdit olmaktan çıkartmayı hedeflemektedirler.