Hapishanelerde hak ihlalleri

Yeni “süreç” üzerinden “demokrasi” rüzgarları estirilmeye çalışılıyor; ancak hapishanelerdeki hak gaspları giderek artıyor.

Muğla’da Bodrum S Tipi Hapishanesi’nde kalan 23 yıllık tutsak Mehdi Arin’in 30 Haziran’da yaşamını yitirdiği öğrenildi. “Sadece böbreklerinde taş olduğunu” söyleyen ailesi, ölümünü şüpheli bularak durumun araştırılmasını istedi.

Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi 27 Haziran’da yaptığı açıklamayla son 10 yıl içinde hapishanelerde 20 çocuk mahkumun yaşamını yitirdiğini açıkladı. Haziran 2025 verilerine göre hapishanelerde 4 binden fazla çocuğun bulunduğunu belirten Baro; çocukların dışarıda açlık sınırının altında yaşadığını, bu durumun suç ürettiğini vurguladı. Hapishaneye giren çocukların çıktıktan kısa bir süre sonra tekrar hapishanelere döndüğü belirtildi.

İskenderun Hapishanesi’nde kalan Sıddık Güler İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “randevusuz Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk edilmesi” kararına rağmen götürülmüyor. Kronik kalp rahatsızlığı, romatizma gibi hastalıkları olmasına rağmen ve “kocama hali” nedeniyle tahliye edilmesi gerekirken, bu engel ölüme terk edilmesi anlamına geliyor. Sıddık Güler’in bu durumu Meclis gündemine de taşındı.

1996 Ölüm Orucu sırasında 69 gün ölüm Orucu’nda kalan ve Wernice Korsakoff tanısı konan Enver Yanık, İzmir Kırıklar 1 Nolu Hapishanesi’nde, yüksek güvenlikli hapishanelerin kapatılması, hasta tutsakların tahliye edilmesi ve adli yargılama hakkı için açlık grevi yapıyordu; 22. günde hastaneye kaldırıldı. Yanık, 19 Aralık hapishaneler operasyonunda da ağır yaralanmış, ATK raporlarıyla tahliye edilmesine rağmen, cezasının kesinleşmesinin ardından yeniden tutuklanmıştı.

24 Nisan’da Marmara Hapishanesi’nden Kırşehir S Tipi Hapishane’ye sevk edilen hasta tutsak Emre Erdem ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde gardiyanlar tarafından tehdit edildiğini açıkladı. “Guantanamo’ya hoş geldin, burada kanun biziz” gibi tehditlere maruz kaldığını, bir tutsağın da tehditlerden dolayı intihar girişiminde bulunduğunu belirtti.

25 Temmuz’da İHD İstanbul Şubesi’nde ÇHD, ÖHD ve TOHAV, Bakırköy Kadın Hapishanesi’nde kalan hasta tutsak Fatma Tokmak’ın serbest bırakılması için basın açıklaması yaptı. 1996 yılında tutuklanan ve ağır işkence gören Tokmak, hapishanedeyken kalp ameliyatı geçirmiş, 2006’da tahliye edilmişti. 2010’da cezası Yargıtay’da onaylanınca tekrar tutuklanan Tokmak’ın durumu ağırlaştı.

Yüzde 91 engelli Hasan Aşa, Sincan 1 Nolu Hapishanesi’nden tahliye edildi. 2022’de tahliye olması gereken Aşa, gözlem heyetlerinin verdiği raporlar nedeniyle tahliye olamamıştı.

Tokat T Tipi Hapishanesi’nde tedavisi engellenen 70 yaşındaki hasta tutsak Ömer Yaman sol gözünü kaybetti. Hapishanede tutsaklar bir yıldır ağız içi arama dayatması ve diğer baskılardan kaynaklı hastaneye dahi gidemiyorlar. ÖHD 8 Temmuz’da Tokat T Tipi Hapishanesi’yle ilgili açıklama yaparak tedavilerin engellenmesini protesto etti. Ayrıca 5 tutsağın tahliyesinin hapishane heyeti tarafından engellendiği de belirtildi.

Van F Tipi’nde 11 yıl 6 aylık hüküm süresini tamamlayan Erdal Canan’ın tahliyesi “PKK’yi terör örgütü görmediği” ve “pişmanlık göstermediği” gerekçesiyle ertelendi. Aynı hapishanede tutsakların tedavi hakkı da engelleniyor ve hastaneye götürülmüyor. Tutsaklara Newroz’da yüksek sesle marş ve türküler söyledikleri için disiplin cezası verildiği ve daha sonra bu cezanın iptal edildiği öğrenildi.

Bolu Hapishanesi’nde kalan 35 tutsağın tahliyesi Cezaevi Gözlem Heyetleri’nin raporlarıyla engelleniyor. Tahliyesi engellenen tutsaklardan 30’unun 30 yılı aşkındır hapishanede olduğunu açıklayan ÖHD, “cezaevi heyetleri tahliye engelleme kararlarını ve raporlarını tutsaklarla yüzyüze gelmeden veriyor” dedi. Ayrıca hapishanede hasta tutsakların revire geç çıkarıldığı, görüş ve iletişim haklarının engellendiği, Kürtçe yazılan mektupların “anlaşılmıyor” diyerek gönderilmediği ve tutsaklardan tercüme parası istendiği de belirtildi.

İzmir 2 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde kalan Fikret Ataş ve Abdullah Yılmaz’ın tahliyeleri yine ertelendi. İkisi de 30 yılı aşkındır hapishanede tutuluyorlardı.

TKİP tutsağı Onur Kara Tekirdağ 2 Nolu F Tipi’nde tutsaklardan yeniden göz taraması, parmak izi istendiğini ve baskıların arttığını açıkladı. Kara’nın yazdığı mektup “sakıncalı” diye, idare heyeti tarafından üstü karalanarak kendisine iade edildi.

Marmara Hapishanesi’nde tutulan Partizan tutsakları Dursun Er ve Ünal Yiğit sürgün sevkle Adana F Tipi’ne götürüldü.

Kuyu Tipleri’ne karşı başlayan açlık grevleri direnişleri de devam ediyor. Bolu F Tipi’nde kalan Serkan Onur Yılmaz süresiz açlık grevinde 250 günü, Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde kalan Mithat Öztürk 180, Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishane’ye sürgün edilen Grup Yorum üyesi Ali Aracı 150, Kırıkkale F Tipi’nde Gökberk Demirdöğen 140 günü geride bıraktı.

Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishane’de Ömer Cuma Salih, 14 Temmuz’da avukatına işkenceye maruz kaldığını açıkladı. Salih üst araması sırasında gardiyanların kendisini darp ettiğini ve saatlerce tekli hücrede beklettiğini de belirtirken, koğuş araması altında eşyaların dağıtıldığını söyledi. Aynı hapishanede 18 Temmuz’da tutsaklar, tahliyelerin ertelenmesi, “arama” bahanesiyle koğuşların dağıtılması, ve kötü muamele nedeniyle 3’erli gruplar halinde dönüşümlü açlık grevine başladıklarını açıkladılar.

Bunlara da bakabilirsiniz

Nepal’de halk ayaklanması

Nepal’de hükümetin artan yolsuzlukları ve sosyal medya platformlarını engellemesinin ardından patlayan kitle öfkesi, ayaklanmaya dönüştü.  …

Paris’te Yılmaz Güney anması yapıldı

Yılmaz Güney, ölümünün 41.  yıldönümünde Paris’teki mezarı başında anıldı. Devrimci demokrat kurumların çağrısıyla yapılan anma, …

YILMAZ GÜNEY: Sanatçı, devrimci, özgürlük simgesi…

Bugün, devrimci Kürt sanatçı Yılmaz Güney’i mezarı başında andık. 41 yıl önce çok genç yaşta …