Hamit Tekin (Hamido) doğal işçi önderiydi. Yıllarını işçi sınıfının kurtuluşu mücadelesine vermiş bir proleter devrimciydi. 1960 ortalarından itibaren gelişen işçi hareketinin önderlerinden biri oldu Hamido. Yaşamı, grevden greve, direnişten direnişe koşarak geçti. Girdiği her yerde sınıfı bilinçlendiren, her tür haksızlığa başkaldıran ve çevresini örgütleyip harekete geçirendi. O yüzden tüm patronların “kara listesi”ne geçmesi uzun sürmedi. DİSK’in kuruluşunda aktif olarak rol …
Devamını okuEtiket arşivi
Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE
İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde ser verip sır vermeyenlerden oldu. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir Atatürk Lisesi’nden mezun olduktan sonra, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okumaya başladı. O yıllarda TİKB önceli grup yapısı saflarında devrimci mücadeleye atıldı. Mehmet Fatih Öktülmüş’ün yetiştirdiği seçkin devrimcilerden biriydi. 1974 yılında okulu bıraktı, “profesyonel devrimci” olarak mücadelesini sürdürdü. İşçi sınıfını örgütlemek için Fatih’le birlikte Çukurova’ya …
Devamını oku21 Kasım 1979; Ali Algül’ü unutmadık!
Ali Algül, 1960 yılında Kayseri-Sarız’da demokrat bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Liseyi İstanbul’da Kocasinan Lisesi’nde okudu. Emekçi kişiliği ile devrimciliği birleştirdiği lise yıllarında, hızla etrafındakileri devrimcileştirme görevini de üstlendi. Halkın Kurtuluşu (HK) saflarında atıldı kavgaya. Bir yandan liseli gençliği örgütlerken bir yandan da Emek Spor Kulübü’nün açılışıyla uğraşıyor, derneklerde çalışıyor, seminerler düzenliyordu. Bahçelievler-Siyavuşpaşa’da arşınlamadığı yer yoktu. Buralarda yetişiyordu geleceğin …
Devamını oku21 Aralık 1983-İsmail Cüneyt katledildi
TİKB-MK üyesi İSMAİL CÜNEYT, 21 Aralık 1983 günü işkencecilerin eline geçti. Aynı gün İstanbul I. Şube’de kurşunlanarak öldürüldü. Yoldaşları arasındaki adı Stalin Mehmet’ti. Sınıf düşmanlarına karşı öylesine derin bir kin taşıyordu ki, ona bu adı vermişlerdi. Uzlaşmazlığın, kararlılığın ve boşlukları doldurmanın adı oldu İsmail Cüneyt. 1956 yılında Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde yoksul bir köylü ailesinin çocuğu olarak doğdu. Küçük yaştan itibaren …
Devamını okuSezai Ekinci: Kendini aşmanın simgesi (31 Ekim 1992)
Ne çok devrimci Adressiz Sorgular’dan tanıdı onu. Ne çok TİKB’li büyüdü elinde. Doksan günü geçen direnişiyle yarattığı destanla anıldı hep… Yaşamını komünizm davasına adamış, her şeye örgüt odağından bakan, yılların sarsmadığı Sezai Ekinci’yi bir trafik kazası aldı aramızdan. Hem de en verimli çağında. Ona en fazla ihtiyaç duyulan, hızla yol alındığı bir süreçte… Sezai Ekinci, TİKB’nin kurucularından ve yapı taşlarındandı. …
Devamını okuDevrim Kartalı REMZİ BASALAK
Remzi Basalak, 1963 yılında Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu. Az topraklı çiftçi bir ailenin çocuğuydu. İlkokulu Ceyhan’a bağlı Üçdut Köyü’nde okudu, ortaöğrenimini Adana’da tamamladı. Lisede okurken yaz aylarında atölyelerde çalışmaya başladı. İhtilalci komünistlerle burada tanıştı. Sıkıyönetimin hüküm sürdüğü zorlu yıllarda örgütlü mücadeleye atıldı. 1981 yılında 17 yaşında iken gözaltına alındı, günlerce süren işkencelere direndi. Adana-Köprüköyü ve Antakya E Tipi Cezaevleri’nde faşist …
Devamını okuYoldaşcan’ın izinden yürüyen ŞABAN BUDAK
Şaban Budak, yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1963 yılında Niğde’de doğdu. İlkokuldan itibaren hem çalıştı hem okudu. Lise yıllarında anti-faşist bir siyasal kimliğe sahipti. Çalışkanlığı ve zekiliği ile göz dolduruyordu. 1980 yılında İTÜ Elektrik-Elektronik Bölümü’nü kazandı, ancak çalışmak zorunda kaldığı için okulu bitiremedi. 1988 yılında ihtilalci komünistlerle tanıştı ve hızlı bir gelişme gösterdi. Elini attığı her işi büyük bir …
Devamını oku“Yeni çağın çocuğu” Nilgün Gök (1970-14 Ekim 1993…)
“Devrimci oluncaya kadar bir yığın yarış kazandım. Bunların getirdiği eskiden gelen bir kendine güven gelişkin bende. Yani kafamda bir hedef belirlemiş ve ona giden yolu kavramışsam her şey küçülüyor artık, ona yürürüm.” Nilgün’ün kaleminden dökülen bu satırlar, kısa ama yoğun devrimci yaşamını da özetliyor. Hedefi belirlemek ve her şeyi küçülterek yürümek. Hem de şairin deyimiyle “yürekten, gülerekten yürümek…” Günümüzün insansal …
Devamını okuÖlümünün 45. yılında OSMAN YAŞAR YOLDAŞCAN YAŞIYOR!
Aynı yalınlıkla ölmek isterim Kırda bir çiçek gibi sakin, gösterişsiz Mum yerine yıldızlar parlasın üzerimde Yeryüzü uzansın altımda sessiz Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim Varsın hainleri saklasınlar soğuk bir taş altında Dürüstçe yaşadım ben Karşılığında, yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim. Jose Marti 29 Eylül 1980’de 12 Eylül’e sıkılan “ilk kurşun” olan Osman Yaşar Yoldaşcan’ın bu yıl 45. ölüm yıldönümü. …
Devamını oku“İlk kurşun”: OSMAN YAŞAR YOLDAŞCAN
Osman Yaşar Yoldaşcan, 12 Eylül faşist cuntanın işbaşına gelişinden 17 gün sonra 29 Eylül 1980’de İstanbul-Bağcılar’da saatlerce süren sokak çatışmasının ardından şehit düştü. Onun bu yiğitçe ölümü, başta yoldaşları olmak üzere tüm tutarlı devrimcilere, anti-faşistlere izlenmesi gereken yolu gösteren bir manifesto oldu. 12 Eylül’e sıkılan ‘ilk kurşun’ olmasının anlamı, yaşanan ilk sokak çatışması olması ve bir işkenceci şefinin hak ettiği …
Devamını oku
PDD – Proleter Devrimci Duruş Devrimler Tarihin Lokomotifidir