Remzi Basalak, 1963 yılında Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu. Az topraklı çiftçi bir ailenin çocuğuydu. İlkokulu Ceyhan’a bağlı Üçdut Köyü’nde okudu, ortaöğrenimini Adana’da tamamladı. Lisede okurken yaz aylarında atölyelerde çalışmaya başladı. İhtilalci komünistlerle burada tanıştı. Sıkıyönetimin hüküm sürdüğü zorlu yıllarda örgütlü mücadeleye atıldı. 1981 yılında 17 yaşında iken gözaltına alındı, günlerce süren işkencelere direndi. Adana-Köprüköyü ve Antakya E Tipi Cezaevleri’nde faşist …
Devamını okuEtiket arşivi
Yoldaşcan’ın izinden yürüyen ŞABAN BUDAK
Şaban Budak, yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1963 yılında Niğde’de doğdu. İlkokuldan itibaren hem çalıştı hem okudu. Lise yıllarında anti-faşist bir siyasal kimliğe sahipti. Çalışkanlığı ve zekiliği ile göz dolduruyordu. 1980 yılında İTÜ Elektrik-Elektronik Bölümü’nü kazandı, ancak çalışmak zorunda kaldığı için okulu bitiremedi. 1988 yılında ihtilalci komünistlerle tanıştı ve hızlı bir gelişme gösterdi. Elini attığı her işi büyük bir …
Devamını oku“Yeni çağın çocuğu” Nilgün Gök (1970-14 Ekim 1993…)
“Devrimci oluncaya kadar bir yığın yarış kazandım. Bunların getirdiği eskiden gelen bir kendine güven gelişkin bende. Yani kafamda bir hedef belirlemiş ve ona giden yolu kavramışsam her şey küçülüyor artık, ona yürürüm.” Nilgün’ün kaleminden dökülen bu satırlar, kısa ama yoğun devrimci yaşamını da özetliyor. Hedefi belirlemek ve her şeyi küçülterek yürümek. Hem de şairin deyimiyle “yürekten, gülerekten yürümek…” Günümüzün insansal …
Devamını okuÖlümünün 45. yılında OSMAN YAŞAR YOLDAŞCAN YAŞIYOR!
Aynı yalınlıkla ölmek isterim Kırda bir çiçek gibi sakin, gösterişsiz Mum yerine yıldızlar parlasın üzerimde Yeryüzü uzansın altımda sessiz Ben aydınlık ve özgürlük delisiyim Varsın hainleri saklasınlar soğuk bir taş altında Dürüstçe yaşadım ben Karşılığında, yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim. Jose Marti 29 Eylül 1980’de 12 Eylül’e sıkılan “ilk kurşun” olan Osman Yaşar Yoldaşcan’ın bu yıl 45. ölüm yıldönümü. …
Devamını oku“İlk kurşun”: OSMAN YAŞAR YOLDAŞCAN
Osman Yaşar Yoldaşcan, 12 Eylül faşist cuntanın işbaşına gelişinden 17 gün sonra 29 Eylül 1980’de İstanbul-Bağcılar’da saatlerce süren sokak çatışmasının ardından şehit düştü. Onun bu yiğitçe ölümü, başta yoldaşları olmak üzere tüm tutarlı devrimcilere, anti-faşistlere izlenmesi gereken yolu gösteren bir manifesto oldu. 12 Eylül’e sıkılan ‘ilk kurşun’ olmasının anlamı, yaşanan ilk sokak çatışması olması ve bir işkenceci şefinin hak ettiği …
Devamını okuBir bayrak gibi en önümüzde yürüyen ŞEHİTLERİMİZİ ANIYORUZ!
Ekim ayı, biz komünistler açısından dünyayı sarsan Ekim devriminin yıldönümünün yanı sıra, tüm devrim ve sosyalizm şehitlerini andığımız bir aydır. Onun için önemi ikiye katlanmaktadır. 29 Eylül 1980’de faşist cuntaya sıkılan ‘ilk kurşun’ Osman Yaşar Yoldaşcan’ın ölümüyle başlayıp 31 Ekim’de bir trafik kazasında yitirdiğimiz Sezai Ekinci yoldaşın ölümüne kadar geçen bir aylık sürede yitirdiğimiz Ataman İnce, Remzi Basalak, Şaban Budak …
Devamını okuKavganın şairi Adnan Yücel
Kavganın şairi Adnan Yücel, 12 Eylül’ün en karanlık yıllarında, umudunu kaybetmeyenlerdendi. Bu umut ve arayış, onu ihtilalci komünistlerle buluşturdu. En güzel ürünlerini o yıllarda verdi. 12 Eylül karanlığına karşı yapılan görkemli direnişten ilham alarak şiirlerini yazdı. “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiir kitabı, onun sanatının doruğudur. 1953 yılında Elazığ’da doğdu. İşçi bir ailenin çocuğuydu. İlk ve ortaöğrenimini Elazığ’da yaptı. Daha …
Devamını okuBir dönüm noktası: ’84 Ölüm Orucu ve Fatih’in önderliği
İnsanların yaşamında olduğu gibi, ulusların, toplumların tarihinde de “dönüm noktaları” vardır. “Dönüm noktası” önceki dönemden niteliksel bir sıçrayışı ifade eder. Bir yön değişimi, farklılaşmadır. 1984 yılında İstanbul cezaevlerinde başlayan Ölüm Orucu (ÖO) da 12 Eylül’ün yenilgi ruh halinin kırılmasında bir “dönüm noktası” olmuştur. Sadece cezaevleriyle sınırlı olmayan, ülke geneline yayılan bir silkinmenin, yeniden doğruluşun “miladı”dır. 12 Eylül faşizmi, en büyük …
Devamını okuGeçmişten bir deneyim: “Aysel Zehir’e pasaport” kampanyası
Aysel Zehir, 1984 Ölüm Orucu (ÖO) eyleminin vücudunda en fazla hasar bıraktığı “ÖO gazisi”dir. TİKB MK üyesi Mehmet Fatih Öktülmüş, DS savaşçıları Abdullah Meral, Haydar Başbağ, Hasan Telci’nin yaşamını yitirdiği ’84 ÖO eyleminde, Aysel 60’lı günlerde bilincini kaybetmeye başladı. Kaldırıldığı Haydarpaşa Askeri Hastanesi’nde ona zorla serum taktılar. Bilinci yerine gelince serumu çekip attı. Yeniden bilincini kaybetti ve yeniden taktılar ve …
Devamını okuİhtilalci komünistlerin ilk şehidi: AZMİ AKAN
Azmi Akan, 18 Nisan 1979’da Adana’da katledildi. Sezai Ekinci komutasında TİKB askeri komitesi, gözaltına alınan yoldaşlarını kurtarmak için Hacı Bayram Karakolu’na baskın yapar. Polislerin en az bulunduğu saatler olarak tespit edilen baskın anı, o gece bir milli maçın naklen yayını olduğu için oldukça kalabalıktır. Buna rağmen polisler teslim alınır. Fakat Azmi’nin girdiği odaya saklanan bir polisin sıktığı kurşun, Azmi’nin kalbine …
Devamını oku
PDD – Proleter Devrimci Duruş Devrimler Tarihin Lokomotifidir