9 Eylül 1984- Yılmaz Güney yaşamını yitirdi

yılmaz

Türkiye Devrimci Hareketi’nin ender sanatçılardan biridir Yılmaz Güney. Sinema salonlarında bilet satışıyla başlayan sanat hayatı, Fransa’da Cannes film festivalinde taçlandırılan bir başarıya dönüşmüştür.

Kendi deyimiyle “sanatı bir silah gibi” kullandı. “Devrimci sanat, toplumsal, siyasal, kültürel değişimleri ve kavgayı, hem tanık olarak anlatan, hem de onu etkileyen sanattır. Sadece tanık olmak, izlemek ve yansıtmak yeterli değildir, aynı zamanda bu süreci etkileyen bir yönü olmalıdır.” diyordu. Söylediği gibi tanık olmak ve yansıtmakla yetinmedi, süreci etkileyen bir kişi oldu.

Halkın yaşadığı yoksulluğun, sömürünün, acının, baskının içinde geliyordu. Onu yetiştiren toprağı iyi tanıyordu. Ne burjuvaziye duyduğu sınıf kini, ne de devrime beslediği ateşli tutku bir an bile sönmedi. “Asıl dayanağımız kendi topraklarımızdır. Umut  kendi topraklarımızda ve kendi halkımızdadır.” diyerek ifade etmişti bunu. Eserlerinin düşündüren, sorgulatan, dönüştüren ve yol gösteren özelliği kaynağını tam  da buradan alıyordu. Tüm  filmlerinin ortak paydası UMUT’tu. Umut ise devrimde, sosyalizmdeydi.

Bu yüzden faşizmin ona yönelen saldırıları hiç bitmedi. Filmleri yasaklandı, yakıldı. Yaşamının 12 yılını cezaevlerinde geçirdi. Fakat o, duvarlardan taşan bir yaratıcılıkla senaryo, öykü, roman yazdı, cezaevinden dışardaki filmlerini yönetti.

12 Eylül yıllarında cezaevinden firar ederek Fransa’ya kaçtı ve yaşamını burada sürdürdü. Ülkesinden hiçbir dönem kopmadı ve verdiği eserlerle hep halkını anlattı. Yol ve Duvar filmlerini bu dönemde yaptı. Yol filmi, Cannes Film Festivali’nde altın palmiye ödülü aldı. Ama yıllarca Türkiye’de yasaktı.

Ağır cezaevi koşulları sağlığını aşırı derecede bozmuştu, kansere yakalandı. 1984 yılında hastalığı yenemeyerek genç yaşta ve en verimli yıllarında aramızdan ayrıldı. Şimdi Paris’te komünarların yanında yatıyor. Komünarların battaneyisiyle ısınıyor.

Bunlara da bakabilirsiniz

Zor günlerin yiğit komünisti METİN AYDIN

  Metin Aydın çocuk yaşta başladı çalışmaya. Terzide, kahvede çalıştı. Orta Anadoluluların tipik özelliklerini taşırdı. …

İşçi sınıfının önderlerinden HAMİT TEKİN ölümsüzdür!(1934-1979)

Hamit Tekin (Hamido) doğal işçi önderiydi. Yıllarını işçi sınıfının kurtuluşu mücadelesine vermiş bir proleter devrimciydi. …

İEB’in “Asgari değil insanca yaşam” çalışmaları sürüyor

İşçi Emekçi Birliği, “İnsanca yaşanacak asgari ücret” için çalışmalarını sürdürüyor. “Asgari değil insanca yaşam için …