Hakan Tosun’un katilleri yargılansın

Saldırıya uğrayan gazeteci ve çevre aktivisti Hakan Tosun, 13 Ekim günü hayatını kaybetti. Ancak uğradığı saldırı ve sonrasına ilişkin sayısız soru işareti ve belirsizlik cevap bekliyor.

Hakan Tosun, 10 Ekim günü ailesiyle konuştuktan sonra uzun bir süre haber alınamadı. Aynı gece Esenyurt’ta ailesinin yanına giderken saldırıya uğramış, kafasına aldığı darbe sonrasında yere yığılmıştı. Yol kenarında baygın halde bulunan Tosun, bilinci kapalı halde Başakşehir’deki Çam ve Sakura Hastanesi’ne getirildi ve yoğun bakımda tedavi altına alındı. Aynı süreçte ailesi ona ulaşamadığı için “kayıp” ihbarında bulunuyor ve arıyorlardı. Üzerinden kimlik çıkmayan Tosun’un parmak izi tespitinin yapılarak ailesine ulaşılması ise 24 saatten fazla sürdü. Üç gün yaşam savaşı veren Tosun’un, 13 Ekim’de önce beyin ölümü gerçekleşti, arkasından yaşamını yitirdiği duyuruldu.

Bu sürecin her aşamasında çok sayıda sorular varlığını koruyor.

En başta Hakan Tosun’a ait hiçbir şey ailesine verilmiyor. Telefonu, fotoğraf makinesi, kimliği ortada yok; üstelik giysileri de ailesine teslim edilmiyor.

Bulunan kamera görüntülerinde Hakan Tosun’u 3 kişinin dövdüğü görülüyor; ancak sadece iki kişi (biri 18, biri 24 yaşında) tutuklandı, üçüncü kişinin kim olduğu, neden tutuklanmadığı bilinmiyor.

Tosun’u ölümcül biçimde döven kişilerin o mahallede oturduğu tespit edildi; ancak neden dövdükleri bilinmiyor. Yakalanan iki kişi, polis ifadelerinde bir gerekçe belirtmediler.

Bir esnafın kamerası, olay yerini ve olayı görüntülemiş. Polis bu görüntülere bakmış ve gitmiş; görüntüleri koruma altına almamış. Sonrasında tutuklananlardan birinin babası gelip kamera görüntülerini ve kayıt cihazını komple alıp götürmüş. Şimdi ortaya çıkan, iki kişinin motosikletten inip Tosun’u dövdüğü görüntüler ise kesilmiş görüntüler; aslının ne olduğu belli değil.

* * *

Hakan Tosun mücadeleci bir gazeteciydi; mücadele edenlerin yanındaydı. 2009 yılından itibaren işçi eylemlerinden doğa mücadelesine kadar toplumsal direnişlerle yakından ilgilendi; gazeteci ve belgeselci kimliği ile bu direnişlerin yanında yer aldı. “Çatılara Doğru”, “Tekel işçileri”, “Büyük Anadolu Yürüyüşü”, “Dönüşüm”, “Validebağ Direnişi” gibi belgesel filmleri yaptı.

Son dönemlerde Çorum’da Karakaya Köyü’nde taş ocağı yapılmasına karşı köylülerin direnişini takip ediyordu. Son internet paylaşımları ise Hatay’daki kamulaştırmalar üzerineydi.

Bu saldırı, ülkede giderek hakim olmakta olan mafyatik düzenin, artan sokak zorbalığının bir sonucu muydu, yoksa Hakan Tosun’un mücadeleci gazeteci kimliğine dönük bir siyasi saldırı mıydı henüz bilinmiyor. Her koşulda bu saldırıya ilişkin tüm belirsizlikler giderilmeli; Hakan’ın katilleri tespit edilerek yargılanması sağlanmalıdır.

Bunlara da bakabilirsiniz

Mütevazı önderlik yönüyle ATAMAN İNCE (*)

Ekim ayı şehitlerimizden biri de Ataman”dır. Ataman İnce, 25 Ekim 1981 tarihinde işkencede katledildi. Öldüğünde …

Devrim Kartalı REMZİ BASALAK

Remzi Basalak, 1963 yılında Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu. Az topraklı çiftçi bir ailenin çocuğuydu. İlkokulu …

Yoldaşcan’ın izinden yürüyen ŞABAN BUDAK

  Şaban Budak, yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1963 yılında Niğde’de doğdu. İlkokuldan itibaren hem …