Fotoğrafların anlattıkları

TBMM’nin yeni yasama yılı, öncesinde başlayan tartışmalarla açıldı. Ama açılışa damgasını vuran Erdoğan ile DEM milletvekillerinin samimi pozlarıydı. Açılış ve resepsiyonda çekilen fotoğraflar çok şey anlatıyordu.

Bu yıl TBMM açılışına, CHP, TİP ve EMEP milletvekilleri katılmayacaklarını açıkladılar. Geçen yıl Erdoğan’ı ayakta karşılayan CHP’nin bu yıl protesto etmesi önemliydi. Mecliste ilk kez böyle bir eylem gerçekleşiyordu. Ve Erdoğan ilk kez, protestonun damgasını vurduğu bir meclis açılışı yapacaktı. Üstelik geçen hafta ABD ziyareti sırasında “meşruiyeti”ni Beyaz Saray’dan aldığı, ABD’li yetkililer tarafından açıkça söylenmişti.

Erdoğan ve ekibinin, hem bu gölgeyi ortadan kaldırmak, hem de CHP’nin başını çektiği meclis protestosunu boşa düşürmek için yoğun bir uğraş verdiği anlaşılıyor. Erdoğan’ın meclise gelen parti başkanlarıyla görüşmesi sağlandı. DEM milletvekilleri dahil olmak üzere meclis Erdoğan’ı ayakta karşıladı.

Ardından Erdoğan milletvekili sıralarına giderek tüm başkanların elini sıktı. Öyle ki, DEM Parti’nin eşbaşkanı Tülay Hatimoğlu’nun elini sıkmaması üzerine AKP heyeti DEM’i ziyaret etti, Erdoğan bile özür diledi. Kaba ve nobran Erdoğan’ın DEM’lilere gösterdiği bu özen, bu kibarlık göz yaşartıcıydı!

Ardından tüm vekiller resepsiyona davet edildi. Özellikle DEM’li milletvekilleri adeta birbirleriyle yarışarak sıkış-tıkış biçimde Erdoğan’la fotoğraf çekilmeye, konuşmaya çalıştı. Yüzlerinde eksilmeyen gülümsemeyle Erdoğan’ın ağzından çıkan sözlere kilitlenmişlerdi adeta. Sanki eski eşbaşkanları dahil olmak üzere birçok arkadaşları hapiste değilmiş, sanki kazandıkları belediyelere kayyum atanmamış gibi…

CHP’nin oylarıyla meclise girebilen Deva ve Gelecek Partisi’nin de bu tablo içinde yeralması çok şaşırtıcı değil. AKP içinden çıkan Babacan ve Davutoğlu’nun Erdoğan’la samimi pozlar vermesi normaldir. Peki ya DEM’e ne demeli? Esasında bu da yeni bir durum değil. AKP’nin işbaşına geldiği 2002 yılından bu yana en kritik dönemlerde AKP’ye ve Erdoğan’a can simidi oldular. Bir kez daha aynı misyonu üstlenmişler.

Ne idüğü belirsiz bir “süreç” uğruna düştükleri durum içler acısıdır. “Çözüm süreci” uğruna Gezi Direnişi’nden nasıl uzak durdularsa, şimdi de 19 Mart ile başlayan halk hareketini, AKP-MHP blokuna karşı artan tepkileri nötralize etme görevini üstlendikleri anlaşılıyor.

Tam da Erdoğan’ın “meşruiyet”inin tartışıldığı bir dönemde, ihtiyaç duyduğu desteği sundular. Erdoğan’a dönük boykotu geçersiz kılmak, boykot kırıcılığı yapmak gibi uğursuz bir rol oynadılar.

DEM’in bu tutumu, aynı zamanda Kürt hareketinin Türk egemenleriyle, AKP-MHP gerici-faşist yönetimiyle uzlaşmasının resmidir.

Fotoğrafların anlattıklarını iyi okuyalım. Ve unutmayalım… Bazen bir kare, onlarca sayfada yazılandan daha fazlasını anlatır…

Bunlara da bakabilirsiniz

Mütevazı önderlik yönüyle ATAMAN İNCE (*)

Ekim ayı şehitlerimizden biri de Ataman”dır. Ataman İnce, 25 Ekim 1981 tarihinde işkencede katledildi. Öldüğünde …

Devrim Kartalı REMZİ BASALAK

Remzi Basalak, 1963 yılında Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu. Az topraklı çiftçi bir ailenin çocuğuydu. İlkokulu …

Yoldaşcan’ın izinden yürüyen ŞABAN BUDAK

  Şaban Budak, yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1963 yılında Niğde’de doğdu. İlkokuldan itibaren hem …