Nepal’de hükümetin artan yolsuzlukları ve sosyal medya platformlarını engellemesinin ardından patlayan kitle öfkesi, ayaklanmaya dönüştü.
8 Eylül günü başlayan eylemlerde binlerce kişi başkentte protesto gösterileri gerçekleştirdi. Başbakan Sharma Oli’nin istifası, eylemleri durdurmaya yetmedi. Ayaklanma bir çığ gibi büyüdü.
Başkanlık Sarayı ateşe verildi, hükümet yetkililerinin kaldığı villalar yakıldı, tahrip edildi; siyasi parti merkezlerine saldırı düzenlendi. Polis parlamento binasına yürüyen kitleye ateş açtı; buna rağmen içeri giren kitle binayı tahrip etti. Başbakan helikopterle kaçırıldı. Ekonomi Bakanı Bishnu Padel ise o kadar şanslı değildi; eylemciler onu sokak ortasında kovaladı, yakaladı ve nehre attı.
Kendisini “Z kuşağı” olarak tanımlayan öğrencilerin başı çektiği eylemlerde, polisin gerçek mermi kullandığı ve en az 22 kişinin yaşamını yitirdiği öğrenildi.
Eylemler nasıl başladı
Nepal hükümeti, 4 Eylül günü 26 sosyal medya platformuna girişi engelledi. Hükümet bu platformları kontrol altına almak için daha önce süre tanımış, kayıt yaptırmalarını istemişti. Hükümetin taleplerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle WhatApp, Facebook, İnstagram, YouTube gibi platformları engellemeye başladı.
Nepal’de 17 milyon kişi bu platformları kullanıyor. Bu nedenle, kararı protesto için 8 Eylül Pazartesi günü eylemler yapıldı. Eylemlerde ölümlerin yaşanmasının ardından, hükümet acil toplantı yaparak sosyal medya yasağını kaldırdığını duyurdu.
Ancak bir defa ok yaydan çıkmıştı. Hükümetin yolsuzlukları ve işe girişlerde nepotizmin (akraba ve yakın arkadaş kayırmacılığı) hakim hale gelmesine gençlerde çok büyük bir öfke vardı. Halk büyük bir yoksulluk içindeyken siyasetçilerin lüks yaşamlarına dair videolar ayrıca tepki çekiyordu. Keza üniversite okuması bile çok zorlu olan yoksul ama yetenekli gençler işsizdi; buna karşın siyasetçi yakını olanların sürekli yükselmesi, gençlerdeki umutsuzluğu ve öfkeyi pekiştiriyordu.
Bu öfke patladı!
Somut bir önderlik ve merkezi bir lider kadrosu olmamakla birlikte, çeşitli gençlik örgütlenmeleri eylemlere önayak oldular. Ancak hareket daha çok kitlenin kendiliğinden akışı biçiminde yayıldı.
Maoist “barışçıl devrim” yokolunca…
Krallıkla yönetilen Nepal’de 1996’da başlayan gerilla mücadelesi, ülkenin siyasal dengelerini değiştirmişti. Prachanda önderliğindeki NKP (Nepal Komünist Partisi), ülkenin büyük bir bölümünde etkin hale geldi. Maocular ayaklanma ile ülkenin yönetimini almak üzereyken, “barış masası”na oturdular. 2006 yılında Maocularla hükümet arasında barış görüşmeleri başladı. Ocak 2007’deki seçimlerde Maocular meclisin dörtte birini aldı. Nisan 2008’de Anayasa Meclisi seçimlerinde Maocular ezici çoğunluğu elde ettiler. Ve bir ay sonra yeni anayasaya göre monarşi yıkılarak Federal Demokratik Nepal Cumhuriyeti kuruldu.
2009 yılında ise Maoistler hükümetten çekildiler. Çekilme gerekçesi çarpıcıydı: Nepal üzerinde büyük bir etkisi olan ABD, Nepal’i Çin’e karşı savaş çıkarmak üzere kullanmayı planlıyordu ve Maoistler buna ortak olmak istememişlerdi. Salt bu açıklama bile, “barışçıl devrim” hayallerinin nasıl duvara çarparak tuzla buz olduğunu göstermeye yetiyordu.
Seçimleri kazanmayı başarmışlardı. Ancak eski düzenin parlamentosunu, kurumlarını, mali düzenini, emperyalizmle bağlarını yerle bir edecek bir devrim gerçekleştirmeden; yani bir bütün olarak kapitalist sistemi yıkıp işçi-emekçi iktidarını kurmadan ülkeyi yönetmeleri mümkün değildi. Öyle de oldu. Her aşamasında kapitalist sisteme ait kurumların ve sermayenin saldırı sağanağı altında, yaklaşık bir yıl ülkeyi yönetmeye çalıştılar; sonrasında eriyip gittiler.
* * *
Bugün halk yeniden sokaklarda. Çok büyük ve militan bir kitle hareketi yaşanıyor; rejimi temellerinden sarsıyor. Özellikle yönetici sınıfa duydukları öfkeyi somut biçimde gösteriyor; doğrudan düzenin kurumlarını hedef alıyorlar. Ancak devrimci bir önderlikten yoksun olduğu için yıkıcı-tahripkar yanı öne çıkıyor. Bugün ordunun da sokağa indiği, çatışmalarda gerçek mermilerin kullanıldığı ve ölümlerin yaşandığı koşullarda, kitlenin kendiliğinden öfkesini, devrimci bir önderlikle birleştirmek gerekiyor.