Hapishanelerde hak ihlalleri ve baskılar Temmuz ve Ağustos ayı boyunca da devam etti. Yayılmaya çalışılan demokrasi ve açılım hayallerinin gerçeklerle tezatlığı, tutsaklar üzerinde tüm çıplaklığıyla görünüyor.
Hasta tutsakların tahliye ve tedavilerinin engellenmesi, infaz sürelerini bitiren tutsakların -başta müebbetlikler olmak üzere- keyfi gerekçelerle tahliyelerin engellenmesi, hücre ve disiplin cezaları birbiriyle yarışıyor. Diğer yandan yeni hapishane yapma müjdeleri olağanlaşmış durumda. Hapishane kapasitesini aşan hükümlü ve tutuklu sayısı olmasına rağmen, özelikle siyasi tutsaklar baskıların odağında yer alıyor. Mafya, hırsız, tecavüzcü bilumum adli vakalar ise elini kolunu sallayarak hapishanelerden tahliye ediliyor ve yeni suçlar işlemeye devam ediyorlar. Hapishanelerde kuyu tiplerine karşı yapılan açlık grevleri ölüm orucuna döndürülmüş durumda. 300’lü günlere dayanan ölüm orucu direnişçileri, ölümle burun buruna…
2021’de bir günlük hücre cezası için hücreye konulan yüzde 93 engelli ve epilepsi hastası olan Oğuzhan Gürbüzler’in hayatını kaybetmesinden sonra açılan dava Ağustos 2025’te sonuçlandı ve hakkında dava açılan doktor beraat etti. Hapishanede kalmaması gerektiği halde doktorun hücre cezasını onaylamasının ardından hücrede nöbet geçiren Gürbüzer hayatını kaybetmişti.
Kalp hastası olan Semra Akgül’ün 11 Temmuz’da Diyarbakır Hapishanesi’nden Gazi Yaşargil Hastanesi’ne sevk edildiği sırada askerler tarafından ölümle tehdit edildiği yakınları tarafından açıkladı. Konu Meclis gündemine taşındı.
Mehmet Dayangaç ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde can güvenliğinin olmadığını söyledi. Ankara 2 Nolu L Tipi Hapishanesi’nde 20 gardiyan tarafından darp edildiğini, sürekli hücre cezası aldığını ve kişisel bakımını dahi yapamadığını belirtti. Kırşehir Hapishanesi’nde kalan tutsaklar ise aileleri ve avukatları aracılığıyla yaptıkları açıklamada, gardiyanlar tarafından sürekli tehdit edildiklerini söylediler. Tutsaklar durumla ilgili resmi kurum ve insan hakları derneklerine şikayette bulunduklarını da belirttiler.
Bolu F Tipi’nde Süresiz açlık grevi yapan Serkan Onur Yılmaz, 6 Ağustos’ta eylemini Ölüm Orucu’na çevirdiğini açıkladı. Kuyu tiplerindeki yoldaşlarının diğer cezaevlerine sevk edilmesi talebiyle başladığı eylemde Yılmaz’ın durumu ağırlaşıyor. Ayberk Demirdöğen de aynı taleple başladığı açlık grevini 27 Ağustos’ta Ölüm Orucu’na çevirdi.
ÇHD 12 Ağustos’ta yaptığı açıklamayla süresiz açlık grevinde olan tutsakların taleplerinin kabul edilmesini istedi. Kuyu tiplerinde sürdürülen ölüm orucu ve açlık grevleriyle ilgili İsviçre Halk Cephesi BM önünde 21 Ağustos’tan 25 Ağustos’a kadar 4 günlük nöbet eylemi yaptı. Açıklamada tutsakların taleplerinin kabul edilmesi istendi.
Trabzon Beşikdüzü T Tipi Hapishanesi’nde tutulan, 31 yıldır hapis olan Şafak Akgök’ün tahliyesi, Gözlem Heyeti tarafından bir kez daha ertelendi.
Partizan tutsağı Fırat Akgül, kaldığı Elazığ Hapishanesi’nden sürgünle Adana Suluca’daki Y Tipi (kuyu tipi) hapishanesine götürüldü. Akgül’den 4 gün boyunca haber alınamadı. Marmara Hapishanesi’nden Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’ne sürgün edilen Dursun Er ve Ünal Yiğit yaptıkları 3 günlük açlık grevinin ardından iletişim cezasına çarptırıldı.
Urfa 1 Nolu T Tipi’nde tutulan Ayhan Bayar ve Tokat T Tipi Hapishanesi’nde tutulan Kamuran Taş 30 yıllık infazlarını tamamlamalarına rağmen Gözlem Heyeti’nin verdiği disiplin soruşturmaları sonucunda tahliyeleri ertelendi. Urfa 2 Nolu T Tipi’nde kalan İrfan Kiper ise 6 yıl 3 aylık cezası tamamlanmasına rağmen tahliye edilmedi. ÖHD’nin yaptığı açıklamada Ayhan Bayar’a “PKK’yi terör örgütü olarak görüp görmediği, süreç olumsuz sonuçlanır ve yeni bir örgüt kurulursa katılıp katılmayacağı”nın sorulduğu öğrenildi.