Zor günlerin yiğit komünisti METİN AYDIN

 

Metin Aydın çocuk yaşta başladı çalışmaya. Terzide, kahvede çalıştı. Orta Anadoluluların tipik özelliklerini taşırdı. Çok genç yaşta tanışmıştı ihtilalci komünistlerle. TİKB’nin kurucularından Sezai Ekinci’nin yeğeni gibi gördüğü ve çok sevdiği bir gençti. Sezai’deki devrimci kararlılık ve irade, Metin’i çok etkilenmişti.

Metin için en büyük hedef çok yönlü ve yetkin bir komünist olmaktı. Bütün yaşamını bu ideale göre şekillendirdi. Faşizme olduğu kadar, oportünist çürümeye karşı da öfke doluydu.

***

12 Eylül’ün hemen öngününde Adana İl Komitesi’nde görev aldı. Onun gelişi Adana’yı yeniden canlandırdı. Tecrübesizliğine rağmen yönetici özellikleri çok belirgindi. İnisiyatifli, atak ve çalışkandı. Adana’da adını “Sadık” diye bildikleri bu komünist, gönüllerde taht kurmasını bilmişti. Yıllar sonra bile Adana’nın işçi ve emekçileri Sadık’ı unutmadı, ondan her zaman sevgi ve saygıyla bahsedildi.

Sadık geldiğinde etrafına doluşan işçiler, proleter içgüdüleriyle kendilerinden biri olduğunu hissettikleri bu gencin ateşli söylevlerini dinlerlerdi. Sınıfla kurduğu bağ çok içtendi. Onların nabızlarını nabzında hissederdi. Grev dalgalarının vazgeçilmez ismiydi Sadık.

29 Eylül 1980’de Osman Yaşar Yoldaşcan’ın saatlerce çatışarak İstanbul Bağcılar’dan yolladığı selam Metin’in yüreğinde fırtınalar estirdi. 12 Eylül’e sıkılan “ilk kurşun” Osman’sa “ikinci kurşun “ o olacaktı. “Adana’nın Osman’ı ben olacağım” diye karşılık verdi selamına. Yiğit, sakınmasız ve korkusuz yürüyordu askeri faşist cuntanın üzerine. Bir keresinde gözaltına alındığında, bu tesadüfe lanetler yağdırdı içinden. Bu sırada karakol polislerinin nezaret kapısını açık bıraktıklarını farketti. O anlık boşluğu devrimci cesaretiyle değerlendirmiş, karakoldan kaçmayı başarmıştı.

Zorlu günlerdi. Devrimci hareketlerde kaçışlar başlamıştı. O ise Yoldaşcan’ın “hücum ruhu”yla bilenmiş olarak daha güçlü yürüyordu. Cuntanın yaratığı dağıtıcı havayı tersine döndürmek için gecesini gündüzüne katıyordu. Korsan örgütlüyor, bildiri dağıtıyor, işçilere-emekçilere gerçekleri anlatıyordu.

***

11 Aralık 1980… Belinde silahı, yanında yoldaşı çalıntı bir araba ile Adana Kozan yolu üzerinde ilerliyordu Metin…

Önünü kesen asker ve polisleri görünce, önce durur gibi yaptı sakince, sonra arabayı ok gibi fırlattı. Arkasından ateş yağmuruna tuttular. Ateşe karşılık verdiler arabadan. Bir direğe çarpınca sokaklara daldılar…

Metin yaralıydı ve yarası ciddiydi. Birbirlerini kollaya kollaya ateş etmeye devam ettiler. Açılan bir yaylım ateşte birbirlerini kaybettiler. Bir eve girip üstündeki kanları temizledi Metin. Tekrar daldı sokaklara…

Ama abluka devam ediyordu. Başladı sokak çatışması…

Saatler süren destansı direnişte şehit düşene dek sürdü. Katlettiler onu.

Kiremithane halkı o yiğit komünistin destansı çatışmasını hiç unutmadı. Adı ve mücadelesi hala yaşıyor…

Bunlara da bakabilirsiniz

Eğitim Bütçesi: Tasarruf öğrencilerden ve eğitim emekçilerinden yapılıyor

2026 yılı için eğitime ayrılan toplam bütçe 2 trilyon 896 milyar TL olarak açıklandı. Açıklanan …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde ser verip sır vermeyenlerden oldu. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. …

21 Kasım 1979; Ali Algül’ü unutmadık!

Ali Algül, 1960 yılında Kayseri-Sarız’da demokrat bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Liseyi İstanbul’da Kocasinan …