
Son aylarda iş cinayetleri katliamlara dönüştü. İşçi Sağlığı İş Güvenliği (İSİG) verilerine göre yılın ilk on ayında en az 1737 işçi, bu cinayetlerde hayatını kaybetti. Önceki yıllarda ortalama günde en az 5 işçi çalışırken ölüyordu. Son bir yıldır bu sayı, günde 6 işçiye çıktı. Adeta bir “işçi kırımı” yaşanıyor.
Üstelik aralarında çocuklar, yaşlılar ve emekliler var. Örneğin Dilovası’nda üçü çocuk altı işçi yaşamını yitirdi.
İş cinayetlerinde ölen çocukların sayısında ciddi bir artış var. Bu yıl 78 çocuk işçinin iş cinayetinden ölmesiyle zirveye ulaştı. En son Mersin-Anamur’da 16 yaşındaki bir çocuk, MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi) programında çalıştırıldığı asansör firmasında, asansör boşluğuna düşerek can verdi.
İSİG, 2025 yılını “Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı” ilan edilmesini önermişti. Buna karşın bu yıl içinde her ay 7 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bunda MESEM projesinin çok büyük rolü var. Çünkü MESEM çocuk işçiliğini yasalaştırdı. “Çocuklar meslek öğreniyor” diyerek allayıp-pulladıkları bu sistemde, çocuklar köleleştiriliyor, sermayeye kurban ediliyor. Üstelik inşaat, metal gibi çocukların çırak olarak çalıştırılmasının yasak olduğu işkollarında çalıştırılıyorlar.
MESEM, “4 gün okul, bir gün atölye” şeklinde sunulmuştu, ancak gerçekte “5 gün atölye, bir okul” haline büründü. Çünkü çocuklar cumartesi günü de çalıştırılıyor. Hem de asgari ücretin üçte biri oranında ücretlerle… Bu ücretler de İşsizlik Fonu’ndan sağlanıyor. Böylece patronlara bedava işgücü temin ediliyor.
Çocuk işçi ölümlerinin durdurulması için MESEM programının iptal edilmesi ve çocukların eğitim hakkının gaspına son verilmesi gerekiyor.
Bir diğer kanayan yara; emeklilerin çalışmak zorunda kalmasıdır. Son olarak İzmir-Aliağa’da gemi geri dönüşüm tesisinde çalışırken ölenler arasında 75 yaşında bir emekli de vardı. Sadece patronlar değil, emekli maaşlarını “ölüm sınırı”na çeken hükümet de bu cinayetlerin sorumlusudur.
Emekliler karınlarını doyurabilmek için o yaşta çalışmak zorunda kalıyorlar. Üstelik inşaat gibi tehlikeli işlerde çalışıyorlar. Son yıllarda emekli olduğu halde çalışan sayısı arttığı için, iş cinayetlerinde emekli ölümleri de arttı. Emekli maaşları insanca yaşayacak bir seviyeye yükselmediği sürece, bu cinayetler devam edecek!
Dilovası yangınında yaşandığı gibi, iş cinayetlerinin önemli bir nedeni de gereken denetimlerin yapılmamasıdır; devletin, patronların azami kar hırsı için yaptığı her şeye göz yummasıdır. Dilovası’nda yangından kurtulan işçiler, gelen denetimcilerin ellerinde kolilerle ayrıldıklarını söylüyor. Yani rüşvet alarak bu vahşi sömürüye ve iş cinayetlerine ortak oluyorlar.
Çocuk-yaşlı, kadın-erkek; tüm iş cinayetlerinin durması için hem patronlara hem de hükümete karşı mücadeleyi yükseltmek gerekiyor.
PDD – Proleter Devrimci Duruş Devrimler Tarihin Lokomotifidir