İzmir-Dikili’de, sendikalaştıkları için işten atılan Queen Tarım işçilerinin düşük ücretlere, tacizlere, tehditlere ve örgütsüzleştirmeye karşı verdikleri mücadele sürüyor.
Queen Tarım, Avrupa pazarında çiçek üretiminde lider olarak tanınan Danimarka merkezli Queen Flowers şirketinin Türkiye firması. Şirket 2004 yılında yurtdışında üretime başlıyor ve yurtdışındaki üretimin kar oranını görünce Türkiye’de bir firma kuruyor. Queen Tarım firması 2012 yılından beri İzmir/Dikili’de faaliyet gösteriyor.
Direniş nasıl başladı
Firma bünyesinde çalışan, yüzde 85’ini kadın işçilerin oluşturduğu 353 işçi; 2 senelik bir sendikal çalışmanın ardından DİSK/BTO-SEN’de (Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası) örgütlendi. Çalışma Bakanlığı 2024 Kasım ayında işyerinde BTO-SEN’in yetkili sendika olduğunu tespit etti. Tespitin ardından patron bu karara itiraz etti. BTO-SEN üyesi Queen Tarım işçilerinin toplu sözleşme mücadelesi böyle başladı.
Sendika ve firma arasında toplu sözleşme görüşmeleri başladı. 30 madde üzerinde anlaşma tutanak altına alındı. Toplu sözleşme görüşmelerinde ücret zammı konusunda ise süreç tıkandı.
Patron 2025 yılı için yüzde 0 zam dayattı. İlk hazırlanan taslak üzerinden de yüzde 27 oranında geri adım atarak, bunu işçilere dayattı. Ücret maddeleri dışında, toplu sözleşme taslağında itirazının en çok yoğunlaştığı madde “Sabah paydosunda işçilere bir adet simit/poğaça verilmesi” maddesiydi. Sendika, işyeri komitesinin kararına uygun olarak, patronun teklifini kabul etmeyince; patron işyerini sendikasızlaştırma girişimlerine başladı.
Patron önce sendikalı öncü işçileri yıldırmaya çalıştı. İşçilerin hayatını hiçe sayarak, iş güvenliğine uygun olmayacak şekilde çalışmaya zorladı. Ardından özellikle kadın işçilere yoğunlaşan tehditler, hakaret, küfür sıradanlaştı. Kadın işçiler taciz edilmeye başlandı. Patron ve kendini mafya olarak gösteren bir şahıs işçilerin ailelerini de tehdit etmeye başladı. Kadın işçiler taşeron servis şoförü tarafından “kafalarına sıkılacağı” söylenerek silahla tehdit edildi. İşçiler suç duyurusunda bulundu ancak aynı servis şoförü aynı hatta çalışmaya devam etti.
Bu saldırılar devam ederken, patron işçileri başka bir sendikaya üye olmaya zorladı.
İşçilerin sendikal mücadeledeki kararlılığını bu yolla da kesemeyen patron, işten çıkarmalara başladı; 6 kadın işçiyi işten attı. İşçiler, Mayıs ayı ortasından bu yana, işten atılan sendika temsilcisinin ve diğer öncü işçilerin geri alınması, sendikal haklarının tanınması için direniyorlar.
Queen Tarım işçilerinin ürettikleri çiçekler Migros, Carrefour, Bauhaus, Koçtaş mağazalarında satılıyor. İşçiler ve sendika temsilcileri Migros mağazalarında eylemler yapıyor; taleplerini Migros mağazalarında alışveriş yapan halka anlatıyor ve Queen Tarım firmasının ürünlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunuyorlar. Geçtiğimiz haftalarda Migros mağazasında eylem yapan işçiler ve sendika temsilcileri Migros yöneticilerinin saldırısına uğramıştı.
Ayrıca kent meydanlarında basın açıklamaları ve Danimarka Konsolosluğu önünde eylem yapıldı. Firmanın işçi düşmanlığı Danimarka Meclisi’ne taşındı.
İşten çıkarılan Queen Tarım işçileri Temmuz ayı başında İzmir/Dikili’deki fabrika önüne direniş çadırı kurdu. Çadırı kurdukları ilk gün patron, direnişteki işçileri iki kere ziyaret etti ve çadırı dağıtmalarını, “vicdanının rahat olduğunu” söyledi. İşçiler ise “Mücadelelerinde haklı ve kararlı olduklarını, herhangi bir adım atılmadığı sürece direnişlerinin devam edeceğini” belirtti.
İşten çıkartılan arkadaşlarını vardiya aralarında ziyaret eden işçilere yönelik tehditler de arttı. Ziyaretleri ve sendika konusundaki ısrarları devam ederse onların da işten çıkarılacağı söylendi çalışmaya devam eden işçilere.
Fabrika önündeki direnişin 14.gününde ise direniş çadırının etrafı tel örgülerle çevrildi. Sendika üyesi kadın işçiler, bu girişimin anayasal haklarını kullanarak seslerini duyurmaya çalışan emekçileri görünmez kılma çabası olduğu belirtti ve “Etrafı tel örgülerle çevrilen bu yer, hak arayan kadınların kararlığının mekanıdır” diyerek baskılara rağmen direnişe devam edeceklerini vurguladı. Dayanışma çağrılarını yineledi.