YÖK protestosuna polis vahşeti

12 Eylül’ün üniversiteleri cendere altına almak için oluşturduğu YÖK (Yüksek Öğrenim Kurumu) 35. yılında, bir kez daha protesto edildi.

YÖK kurulduğu yıldan itibaren başta üniversite öğrencileri ve öğretim üyeleri olmak üzere toplumun geniş bir kesimi tarafından eleştirilen, 12 Eylül’ün en fazla yıpranan kurumudur. Onun içindir ki, 12 Eylül sonrası gelen her hükümet, YÖK’ü kaldırma sözü vermiştir. Bunların sonuncusu AKP, aradan geçen bunca zamana rağmen YÖK’ü kaldırmamıştır. Aksine çeşitli düzenlemelerle üniversiteler üzerindeki baskıyı daha da arttırmıştır.

1 Kasım seçimlerinin hemen arkasından gelen bu yılki YÖK protestoları, önceki yıllara kıyasla zayıf geçmekle birlikte, yurdun dört bir yanında gerçekleşti. Başta İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük iller olmak üzere birçok yerde öğrenciler YÖK’e karşı eylemler yaptılar. “Gençlik yılmayacak! Saray da YÖK de yıkılacak!”, “Gezi’den Rojava’ya Gençlik isyanda!” pankartlarıyla yürüyüşe geçen öğrenciler, kampüslerde ve meydanlarda YÖK’e ve AKP hükümetine tepkilerini ortaya koydular. Öğrenciler, geleceklerine sahip çıkacaklarını, bilimsel, eşit ve anadilde eğitimi savunmaya devam edeceklerini bir kez daha vurguladılar.

YÖK protestoları bu yıl da polisin saldırılarıyla karşılaştı. İstanbul ve Antalya’da öğrencilerin eylemine TOMA ile saldıran polisler, birçok öğrenciyi gözaltına aldı. İstanbul’da bir gazeteciyi ters kelepçe takan bir polisin, “bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, bunu öğreneceksiniz” sözleri, AKP’nin yeni dönemde artan saldırganlığının ilanı gibiydi. Bir kız öğrencinin iki polis tarafından yerlerde sürüklenerek polis arabasına bindirilmesi, faşizmin vahşetinin geldiği boyutu gösterdi. Bu sürükleniş sırasında öğrencinin slogan atmaya devam etmesi ise, gençliğin direniş kararlılığını ifade etmesi yönüyle önemli ve çarpıcıydı.

Ama faşist baskı ve saldırılar ne kadar artarsa artsın, gençliğin isyanını durduramayacak! Yerlerde sürüklenen kız öğrencinin susmayan sloganında olduğu gibi “baskılar bizi yıldıramayacak!” Son YÖK protestoları, bu gerçeği bir kez daha göstermektedir.